top of page
Ara

terapistler de hata yapar

  • anonim
  • 23 Haz
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 Tem

psikoterapi sürecinde danışan ve terapist arasında birçok duygusal aktarım gerçekleşir. terapist danışanın ebeveynlerinden birine dönüşebildiği gibi tam tersi de olabilir. görüşme içerisinde terapist danışan, danışan ise ebeveynlerinden birine bürünüp tıpkı kendisine davranıldığı gibi terapistine de davranabilir. danışanın yaşamında sıklıkla gerçekleşen döngüler psikoterapi sürecinde detaylı olarak konuşulur ve fark ettirilir.


fark edilen döngüler içerisinde terapistin nötr durabilmesiyle danışana “bu tür davranışlarda, bu şekilde var olabilirsin” mesajını duygusal, düşünsel ve davranışsal olarak her açıdan göstermektedir. kendilik psikolojisi kurucusu kohut, bu durumu dönüştürerek içselleştirme olarak tanımlamaktadır. 


danışanımla gerçekleştirdiğimiz bir seansta, söylediklerini tam olarak anlayamadığım için sorduğum soruların onu öfkelendirdiğini fark ettim. onun öfkesiyle birlikte, bende öfkelenmiş ve danışanın aktarımını almıştım. bu durum içerisinde, rasyonalizasyon diye isimlendirilen savunma mekanizmasını kullanarak, çalıştığım ekol gereği “yalnızca danışanın aktarımları üzerinden ilerlenmesi gerektiğini” göz önünde bulundurdum ve kendisine gerçekten anlamadığımı doğrudan ifade etmek yerine, kurduğu cümleler üzerinden süreci ilerlettim. 


danışanım daha da öfkelendi ve öyle ki bu öfke karşılıklı hale dönüşmüştü ve artık danışanın döngüsüne tam anlamıyla girmiştim. o anda “aramızda neler oluyor?” kısmına baktığımda ben danışanım, danışanım ise babası rolüne bürünmüştü ve aslında olmaması gereken olmuştu. fark etmem üzerine görüşmenin sonuna doğru bu döngü sona erse de bir sonraki görüşmeye gelip gelmeyeceğine dair düşüncelerim vardı.


danışanım bir sonraki görüşmeye geldiğinde ‘aslında gelmemeyi düşündüğünü ve geçen hafta aramızda neler olduğunu değerlendirdiğini’ belirtti ve onun duygu, düşünceleri üzerine konuştuktan sonra artık sıra bendeydi. geçen haftaki görüşmemizde yalnızca onun aktarımı üzerinden konuşmaya dair yanlışımı kabul ettiğimi belirttim. ardından aramızda geçen bu döngünün yorumlamasını birlikte yaparak bir sonraki hafta görüşmek üzere seansımızı sonlandırdık. 


mesleki hayatım içerisinde yaşamış olduğum bu deneyim aslında terapistliğin kitabi bilgilerden çok daha canlı bir ilişki olduğunun kanıtlarından biri oldu.


bir hatırlatma


toplumda terapistlere dair idealize edilmiş bir bakış vardır; terapist sanki kusursuzca danışanın içini okur ve en isabetli müdahaleyi gerçekleştirir. içeriden bir bilgi: bilinenin aksine terapistler o “yüce” koltukta otursa da birçok insani hata yapar. asıl mahareti, bu hataları fark edip onları danışanla konuşulabilir bir malzemeye dönüştürmesidir. bu beceri; kendi terapi süreçleri, süpervizyon ve uzun yıllar süren eğitimlerle gelişir. öte yandan terapistlik bir anlamda "kısmi annelik"tir; winnicott’un "yeterince iyi anne" kavramında olduğu gibi terapist ve danışan arasındaki kırılma ve onarım döngüleri, ruhsal gelişimi sağlar. b

urada onarımı sağlayan en temel şey, ilişki içerisinde terapistin gerçekliği ve bu kırılmaların konuşulmaya müsait hale getirilmesidir.


 
 
 

Comments


© 2025 by An Psikoloji

bottom of page