terapist > danışan (?)
- mervenuraltun
- 15 Ağu
- 1 dakikada okunur
seans odasında psikoterapistin danışandan daha üst bir konumda, mesafeli ve yalnızca analiz eden biri olduğuna dair genel bir kanı var.
fakat bu gerçekten böyle mi?
terapi odasında terapist ve danışan karşılıklı olarak, anbean birbirini etkiler, değiştirir ve dönüştürür. bilim dünyasında sağ beyinden sağ beyine iletişimin varlığından haberdar olduğumuzdan beri tek kişilik psikoterapilerden (terapistin nötr bir gözlemci olduğu) iki kişilik psikoterapilere (terapistin hem ilişki kuran hem de ilişkiyi gözlemleyen olduğu), yani öznelerarası alana geçiş yaptığımız bir evrede olduğumuz söylenebilir.
bu bakış, terapistin odadaki konumu bağlamında bize yeni bir perspektif sunmakta. biliyoruz ki terapi süreci boyunca danışan kimi zaman terapiste öfkelenir, kırılır, aşık olur, nefret eder, sever, yakınlaşmak ister, uzaklaşmak ister ve tüm bu duyguların terapistin iç dünyasında da bir karşılığı olur.
ve tam olarak, terapist buralarda kendi içine bakıp duygusunu bir malzeme olarak kullanabildiği sırada sağaltım gerçekleşir. seans odasında en az danışanın varlığı kadar terapistin de varlığı mevcuttur ve duyguları aktiftir.
özetle; “terapist terapiyi birine değil, biriyle yapar.”
bununla birlikte terapistin kısmi annelik rolü üzerinden kimi zaman kapsayan, kimi zaman sınır koyan bir duruşu da kaçınılmazdır. bu açıdan baktığımızda terapi odasında bir tür ebeveyn-çocuk ikilisi rolünün canlandığını görürüz.
terapinin esas meselesi canlanan bu roller üzerinden yeni ve iyileştirici bir ilişki biçimi doğurmaktır.
Yorumlar